26 Eylül 2008 Cuma

Ve sen olmayacaksın-M.Salih Erol



Savaş sonrası terk edilmiş şehirler gibiyiz; Kaldırımları yosun tutmuş, evlerinin duvarları kurşun delikli, camları kırık ve tozlu, sokaları bezgin...
Yorgun ruhlu, asık suratlı ve tedirgin kent insanları gibi koşuşturup durmuşuz. Hep, metroyu kaçırabilirim, telaşesiyle hızlı yürümüşüz. Metroyu yakaladığımız zamanlardaysa, varılması gereken yere erken varmış olmaktan şikâyet etmişiz.
Yorgunuz işte...
Oysa...
Sana uzun cümleli mektuplar yazmak isterdim, pembe zeminli, gül desenli kağıtlar üstüne. Kenarları mavi ve kırmızı desenli, ağzı tükürükle kapatılmış mektup zarfını alelacele beş postasına yetiştirmek isterdim.
Ama bu olmayacak.
Hani şair demişti ya “Kim bilebilirdi ki benim sana erken, senin bana geç kaldığını.”
Bak, yine bahar geldi.
Berfinler dimdik ayakta, vakur duruşlu, yazın dahi tepesi karlı Ararat gibi. Bu zamanlarda berfinin her rengine bürünmüş, Anadolu'yu Serhat ‘a bağlayan Kızıldağ Geçidi’nden geçeceğim, sana inat. Üzerinde kocaman gemiler yüzen, Kesik Köprü’de yüzyılların sürgünleri kara derili Kürtlerin yüzdüğü kocaman Kızıl Irmak’ın doğduğu pınarlardan su içeceğim. Pınar kenarındaki sarı çiçeklerden taç yapıp, adını bilmediğim, dudakları güneşten çatlamış, ayağında kırmızı renkli yırtık naylon papuçla koşuşturan, ama mutlu, ama huzurlu Serhatlı bir kız çocuğuna vereceğim. Sana inat! Çünkü ben senden gideli zamanlar oldu.Bak, yine bahar geldi.
Ve yine Muş Ovası lale desenli.
Köyümüzün kızları, birbirlerine sevdikleri oğlanları anlatmak için süpürge otu toplamayı bahane ederek, köyün yamacına vuracaklar kendilerini. Ağıldan yeni çıkmış kuzular gibi koşup eğlenecekler, dönüş yolunda kenger de toplayacaklar..
Van gölü bakışlı Süphan Dağı en güzel ışkın ve mantarlarını fışkırtacak dışarıya. Şıvan Perwer’in tiz ve leziz sesinden ,’’GollaWane’’yi dinleyeceğim, Muradiye’den Van’a giderken yeşil göl manzarasında.
Ama sen olmayacaksın!
Sen, göl ortasındaki Tamara Manastırı’nın hikâyesini de bilmezsin. Manastırdaki papazın kızı ile kıyıdaki Kürd gencinin birbirini delice sevdiğini, dinlerin ve ırkların bu aşka engel olduğunu da. İnadına, kızla oğlanın kendi aralarında bir buluşma dili oluşturduklarını ve herkes uyuduktan sonra, Ermeni kızının adadan bir mum yakıp “gelebilirsin” işaretiyle Kürt gencinin sevgilisiyle buluşabilmek için her gece, adaya yüzerek gidip geldiğini de bilmezssin.. Uzun bir aradan sonra olayı fark eden Keşiş baba, kızını ikna etmeye çalışır, çabalarının boşuna olduğunu anlayınca nasıl buluştuklarını öğrenmek için kızını izlemeye koyulur ve buluşma metodlarını öğrenir. Birgün, ibadeti bahane ederek geç vakitlere kadar bekleyip kızının uykuya yenik düştüğü bir anda, kızı gibi eline bir mum alıp sandala binerek, adadan uzaklaşarak Kürt gencini gölün ortasına doğru sürüklediğini de bilmezssin. Karadan çok uzakta işin farkına varan gencin geriye dönüş yolunda boğulduğunu ve Ermeni kızın bir ömür boyu kimseyle konuşmadan hergün ağlayarak gözlerini kayb ettiğini de bilmezssin. En süslü cümlelerle bu öyküyü lirik bir aşk melodisi eşliğinde hep kendime anlatacam.
Ve sen olmayacaksın!!!
M.Salih Erolsalihmehmet_1@hotmail.com

Berxwedan Jiyane



Murat Kaya


Kürt özgürlük mücadelesi tarihinde zindan direnisleri önemli bir yer tutmakta.Mücadelenin kararlilik düzeyine gelmesinde,direnisi büyütmesinde zindanlarin rolü önemlidir.


Bu günlerde iran isgalinde bulunan dogu kürdistan zindanlarinda da Amed direnisi gibi direnisler sürüyor.


Siyasal kimligi sahiplenmek,insani onuru korumak,ulusal inkara karsi koymanin direnisidir bunlar.


Esat kilikli pers iskenceciler,kirli afyonkseler mollalar yenilecek direnis kazanacaktir.


Savas esirleri onurumuzdur,onurumuzu sahipleniyor yanlarinda oldugumuzu belirtiyoruz.


Berxwerdan Jiyane


26.09.2008

murat kaya



Zulme karşı direniş 32. gününde
Kürdistan Özgür Yaşam Partisi(PJAK) Koordinasyonu, İran devletinin saldırı ve sabote girişimlerine rağmen devam eden PJAK’lı tutsakların açlık grevinin tarihsel önemde olduğunu kaydetti. PJAK Koordinasyonu, dün 32’nci gününe giren açlık greviyle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, İran zindanlarında başlatılan açlık grevlerinin Amed Zindan Direnişi ile aynı anlamda olduğuna dikkat çekildi. 300’ün üzerinde tutsakBaşta Urmiye, Sine, Kirmaşan olmak üzere Tahran’daki Kerec ve diğer cezaevlerindeki süresiz açlık grevine 300’ün üzerinde PJAK’lı tutsak katılıyor. Tutsakların sağlık durumları kötüye giderken; bazı tutsaklara işkence yapıldığı öğrenildi. Sine Cezaevi’ndeki tutsakların aileleriyle telefonla da görüşmeleri yasaklandı. İran’ın tarihinde ilkDoğu Kürdistanlıların özgürlüğü için mücadele eden PJAK’lı tutsakların zulme karşı başlattıkları açlık grevi eylemi, kapsamı ve niteliği bakımından İran’da bir ilk. PJAK Koordinasyonu, süresiz açlık grevinin İran gibi bir ülkede ilk ve devrimsel önemde olduğunu ifade etti. Tutsaklar direnişi seçtiİran rejiminin idam politikasına son vermesi ve Kürtleri yönelik baskıcı politikalarını terk etmesini isteyen PJAK Koordinasyonu, sömürgeci İran’ın tutsaklar şahsında PJAK önderliğinde yükseltilen özgürlük mücadelesini kırmak istediğini hatırlattı. PJAK Koordinasyonu, “Ancak yoldaşlarımız, halkımızın özlemini duyduğu özgürlük umudunu ayakta tutabilmek, halka, şehitlere ve Önder Apo’ya verdikleri söze bağlılığın bir gereği olarak teslimiyeti değil, direnişi seçmişlerdir. Direnişlerini kararlılıkla sürdürmektedirler” dedi. Çarçıra’da dinmeyen çığlık “Doğu Kürdistan tarihi birçok serhildanın başladığı ancak başarısız olduğu bir tarihtir” denilen açıklamada, İran sömürgeci devletinin Türk devleti gibi denetiminde tuttuğu Kürdistan parçası üzerinde hakimiyetini geliştirip, mutlaklaştırmak için her türlü yol ve yönteme başvurduğu ifade edildi. Bunun karşısında gelişen isyanların ise öncülük, örgütlülük ve kararlılık bakımından yeterli olamadıkları kaydedilen açıklamada, “2 bin 500 yıllık devlet ve sömürgecilik deneyimi olan İran gerçeğini çözemedikleri için başarılı olamamışlardır. Bu nedenle de hepsinin akıbeti çok kısa sürede yenilgi olmuştur” denildi. Ne PDK, ne Simko ne de Qazi Muhammed’in pratiğinden yeterince ders çıkarılmadığını vurgulayan PJAK, “Çarçıra Meydanı’nda dinmeyen çığlık adeta ‘Hatalarımdan ders çıkarın’ mesajını vermektedir’’ dedi. PJAK, Kürdistan’ın her alanında olduğu gibi Doğu Kürdistan’da da bir kadermiş gibi algılanan bu gerçekliğin tersine çevrilmesinin Apocu hareketin Doğu Kürdistan’a yansımasıyla başladığını belirtti. İran acizlik yaşıyor KCK Önderi Abdullah Öcalan ve PKK’den etkilenen bir avuç Doğu Kürdistanlı gencin çabasıyla 2000’li yıllarla birlikte partilerinin ortaya çıktığını, bir süre önce de 3. Kongresi’ni gerçekleştirdiğini anımsatan PJAK Koordinasyonu, “İran sömürgeciliği kısa sürede çeşitli yol ve yöntemlerle tasfiye ederek etkisizleştirdiği Kürt isyanlarından sonra karşılaştığı partimiz PJAK ve onun askeri gücü HRK karşısında büyük bir acizliği yaşamaktadır” ifadeleri yer aldı. Agit’in idamı bir ilandıİran devletinin PJAK’ı tasfiye etmek için yoğun koruculaştırma, ajanlaştırma, satın alma yöntemlerinin yanısıra zindana aldığı tutsaklar üzerinde de ağır işkenceler geliştirdiğine işaret edilen açıklamada, şöyle denildi: “Bundan bir süre önce Agit yoldaşımızın idam edilmesi İran sömürgeci devletinin PJAK ve halkımız hakkında verdiği idam kararının ilanıdır.” Yanlış hesap yaptıİran’ın devlet geleneğinden beslenerek diğer partilere uyguladığı yöntemleri PJAK’a karşı da uygulayarak, sonuç alacağını düşündüğü dile getirilen açıklamada, “Ancak hareketimizin militanları düşmanın bu gerçeğini anladıklarından güçlü bir direnişle halkın umudunu korumakta tereddüt etmemişlerdir. 25 Ağustos’tan beri İran zindanlarında devam eden süresiz açlık grevi eylemimiz de bu eğilmeyen, bükülmeyen, kırılmayan özgürlük iradesinin giderek kitleselleştiğini ortaya koymaktadır” denildi. Bu eylem tarihsel cevaptır PJAK Koordinasyonu, süresiz açlık grevinin tarihsel olduğunu vurgulayarak, şöyle açıkladı: “Kürdistan’da zafer kazanan, düşmana büyük yenilgiler hazırlayan Apocu çizginin Doğu Kürdistan’da da kökleştiğinin ilanıdır. Mazlumlar, Kemaller, Hayriler nasıl ki Diyarbakır zindanında büyük direnişle tarihi bir adım atmışlarsa bugün de bu adım tutsak yoldaşlarımızın şahsında İran sömürgeciliği karşısında atılmaktadır. 12 Eylül askeri faşist rejimi nasıl ki Türkiye zindanlarında Mazlum ve Kemallerin direnişiyle yenilgiye uğrayıp, Apocu hareket karşısında diz çökme durumuna getirildiyse bu eylemin de benzer sonuçlar yaratacağına yürekten inanıyoruz.” Direnişteki tutsaklara selam Açıklama şu mesajlarla sona erdi: “Kürdistan halkının birliği ve özgür geleceği de direnişçi duruşumuzun başarıya ulaşmasından geçmektedir. Bunun bilincinde olarak geliştirdiğiniz bu güçlü eylemi gerekli sona ulaştıracağınıza, koşullar ne kadar amansız da olsa Mazlumların, Hayrilerin, Kemallerin ve Önder Apo’nun zindan duruşunu takip edeceğinize, zaferi kendi kişiliklerinizde yaratarak, Apocu çizginin yenilmezliğini ve zaferi kesinleştiren tarzını Doğu Kürdistan halkımıza bir armağan olarak sunacağınıza olan inancımızı belirtiyor, büyük onur ve direniş eyleminizi saygıyla selamlıyor her koşul ve şart altında yanınızda olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.” HABER MERKEZİ

13 Eylül 2008 Cumartesi

KCK DEN ANADIL EYLEMLERINE DESTEK




BEHDİNAN / Koma Civaken Kurdistan (KCK) Yürütme Konseyi Başkanlığı, Kürtçe anadilde eğitim hakkı için yapılan eylemlere katılım çağrısı yaptı. Türk devletinin özgürlük mücadelesi karşısında ciddi bir şekilde zorlandığını belirten KCK, Türkiye’nin tarihinin en krizli dönemini yaşadığını vurguladı.KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı yaptığı açıklamada, PKK kongresi, Türkiye’deki siyasal gelişmeler, PKK’ye yönelik saldırılar ve Kürtlerin anadilde eğitim talebiyle yaptığı eylemleri değerlendirdi. PKK’nin gerçekleştirdiği kongreyi kutlayan KCK şöyle dedi: “Gerçekleşen PKK Kongresinde ulaşılan düzeyi ve alınan kararları önemli buluyor ve KCK olarak PKK’nin 10. Kongresini selamlıyoruz. Kürdistan özgürlük mücadelesinin öncülüğünde netleşme ve kesinleşme ile otuz yıllık mücadele tarihinde tüm saldırılara rağmen ilerlemeyi ifade eden bir zirve olması tüm halkımız ve özgürlük hareketimiz için önemli bir sonuçtur. Özgürlük mücadelemizin bu önemli aşamasında, Önder Apo çizgisinde öncülüğün yakaladığı bu düzey, Kürdistan’da KCK sisteminin bütün boyutlarıyla oturtulacağına olan derin inancımızı halkımızla paylaşmak istiyor ve üstün başarılar diliyoruz.”GAP İLE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ ÖNÜNE GEÇİLEMEZTürk özel savaş rejiminin Kürdistan özgürlük mücadelesi karşısında ciddi bir biçimde zorlandığını kaydeden KCK, Türkiye’nin GAP projesine dikkat çekti. KCK şunları ifade etti: “Özellikle Êdi Bese Hamlesi ile birlikte hem gerillanın direniş ve eylemlilikleri hem de halkımızın tüm saldırılara karşı direnişi karşısında, yeni yeni tedbirler alma arayışı içine girmiştir. Dün Başbakan Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanan devlet zirvesinde bir kez daha inkar-imha siyasetindeki başarısızlık görüleceğine sözümona ekonomik ve sosyo-kültürel tedbirlerle gerillya nasıl katılımın engelleneceğine dair kararlar almışlardır. İnkar-imha politikasını tamamlayıcı tedbirler olarak alınan bu kararların, Kürdistan özgürlük mücadelesi karşısında bir acizliğin ve çıkmazın ifadesi olduğu açıktır. Kürdistan halkının izlenen resmi devlet politikalarıyla açlık ve yoksulluk sınırlarında yaşamaya mahkum edildiği bir gerçektir. Bu sonucun sorumlusu olan devlet, şimdide Kürt halkının haklı, onurlu kimlik mücadelesine karşı bu durumu kullanarak GAP vb. projelerle özgürlük mücadelesinin yaşadığı yükselişin önüne geçeceğini sanmaktadır.” TÜRKİYE TARİHİN EN KRİZLİ DÖNEMİNİ YAŞIYOR“Oysa halkımızın bilincinde ve ruhunda şu gerçek netleşmiş bulunmaktadır” diyen KCK, Kürt halkının kimlik sorunu çözülmeden hiçbir sorun çözülemez. Yapılacak her uygulama halkımızın özgürlük mücadelesinin önüne geçmeyi amaçlayan birer özel savaş uygulaması olacaktır. Mücadelemiz karşısında tarihinin en krizli sürecini yaşamakta olduğu bu dönemde, rejimin gerçekleri ters-yüz ederek ‘PKK kırılma noktasına gelmiştir’ gibi yanlış tespitlere dayalı bir biçimde aldığı bu tedbirlerin eskinin tekrarından başka bir şeyi ifade etmediği ve hiçbir sonuç vermeyeceği açık ortadadır” ifadelerini kullandı. AKP GIRTLAĞINA KADAR YOLSUZLUĞA BULAŞMIŞBaşta AKP olmak üzere rejimin tüm parti ve kurumlarının gırtlağına kadar çeteciliğe ve yolsuzluğa bulaştığını vurgulayan KCK, “özellikle bir umut olarak parlatılan AKP’nın dini siyasette ve ticarette kullanmasının deşifre olması, yaşanan yolsuzlukların bir bir açığa çıkması rejimin son dayanağını da yitirmeyle yüzyüze kaldığını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla ne yapılan zirve ne de AKP’nin politikaları halklarımızı oyalayama yetmeyecek, özgürlük ve gerçek demokrasi mücadelesinin önüne geçemeyecektir” dedi. Kürt dil kurumları ve demokratik kuruluşların başlattığı ana dilde eğitim talebi ve bu çerçevede gelişen demokratik eylemlere de değinen KCK bunu “çok önemli ve doğru bir çıkış” olarak değerlendirdi.KCK anadilde eğitimin önemi ve gerçekleşen eylemler konusunda şunları belirtti: “Anadilde eğitim talebi ve hakkı, yaşam hakkı kadar kutsal bir haktır. Bir çocuğun anadilde eğitim görmesinden daha doğal bir şey olamaz. Dolayısıyla anadilde eğitim hakkı, dokunulamaz, tartışılamaz bir haktır. Bir halkın dilini inkar etmek, yasaklamak ve asimlasyonla eritme çabaları tam bir insanlık suçudur. Bu suç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan günümüze kadar aralıksız işlenmiştir. ASİMİLASYON BİR SUÇTURÇağımızda asimilasyon suç olarak nitelenmektedir. Dolayısıyla dünyanın önemli bir bölümünde bu sorun aşılmıştır. Ancak Türk devleti bu inkar siyasetini okullar, tv, radyo, gazete v.b araçlarla hala çok yoğun olarak sürdürmektedir. Bu nedenle her yurtsever, her Kürt bireyi bu eylemliliğe katılmayı bir ulusal-demokratik görev ve bir onur sorunu olarak görmelidir. Kürdistan’da, metropollerde ve yurtdışında herkes kendi arasında Kürtçe konuşmayı siyasal ve sosyal yaşamın tek dili haline getirerek bu kamyanyayı daha da derinleştirmeli ve güçlendirmelidir. ANADİL EYLEMLERİNE KATILIM ÇAĞRISIAnadilde eğitim hakkı çerçevesinde gelişen kampanyanın asimlasyoncu politikalara karşı insani, demokratik ve özgürlükçü karekteri ifade etmektedir. Bu açıdan Kürdistan halkının tüm toplumsal kesimlerinin demokratik kurum ve kuruluşlarının katılması gereken bir eylemdir. Siyasi anlayışı, dini ve mezhebi ve geldiği toplumsal yapısı ne olursa olsun her Kürdistanlı ferdin ana dilde eğitim hakkına sahip çıkmayı temel bir yurtseverlik ve insan olmanın gereği olarak görmelidir. Kürt halkının bu haklı talebini tüm Türkiyeli demokrasi güçleri de destek sunması ve katılım göstermesi kendi görevleri durumundadır. Türkiye’de yaşayan yirmi milyonluk bir toplumsal gerçekliğin çağdışı bir biçimde ana dilde eğitim hakkının yasaklanması olduğu müddetçe Türkiye’de demokrasinin varlığından bahsedilemeyeceği açık bir gerçektir. Bu açıdan anadilde eğitim hakkı aynı zamanda özgürlükçü ve demokratik bir yaşamın geliştirilmesi için yürütülen mücadelenin en temel bir ayağı durumundadır. Bu önemli ulusal-demokratik duruş eylemini destekliyor, tüm demokratik kurum ve kuruluşları ve bütün halkımızı, dostlarını, daha güçlü bir biçimde katılmaya çağırıyoruz.”ANF NEWS AGENCY

8 Eylül 2008 Pazartesi

12 Yarasi 28 Yildir Kaniyor.


Murat Kaya


Türkiyeyi ve Kuzey Kürdistani karanliga bogan,özgürlükleri gasp eden göz altinda kayiplara,ölümlere,sakatliklara,idamlara sebep 12 Eylül cuntasi üzerinden 28 yil gecti.

Ölen canlar,zindanda cürüyen en güzel yillarin hesabini vermeyenler bu gün devletin sagladigi imkanlarla pasa,pasa yasiyorlar.

Kim soracak ondan hesabi.Akan kanin,irin baglamis yaralarin hesabi yerde mi kalacak.Türkiye 12 Eylül cuntasini halen darbe riski altinda karsiliyor.Devlatin kendisi olan Ergenekon cetesi sorusturmasi baslamadan bitti.Saniklar yargi karsisina cikmadan tepeden müdahale ile özgürlükleri garanti edildi.

Akil tutmasi yasayan iyimserler takimi buna bagirsak temizlemesi dediler,toplumu kof hayallere soktular.Ergenekon cetesi devletin kendisi olduguna göre bu devletin kendi ipini kendi eliyle cekmesi hic mümkün mü?Degil.

Cetelerden arinmak icin bu rejimden arinilmali.Cünkü bu rejim kirlidir,sucludur.12 Martlarin,12 Eylüllerin 28 Subatlarin Kiriyle barisik devletin cetelerden arinmasi mümkün degil.Böyle bir beklenti icinde olanlar bos hayal koruyorlar demektir.

KÜRT COCUKLARI OKULLARI BOYKOT ETTI

Kürt çocuklar Türk okullarını boykot etti
HABER MERKEZİ / Silopi, Batman, Kurtalan, Nusaybin, Yüksekova, Van ve Muş’ta anadilde eğitim hakkını isteyen binlerce öğrenci okulları boykot etti. Düzenlenen yürüyüşlere önlükleri ile katılan öğrenciler anadilde eğitim istedi. Türk metropollerinde de okullar boykot edildi. TZPKurdi’nin başlatmış olduğu ‘’Edi bese Kürt diline eğitim hakkı tanınsın’’ kampanyası kapsamında Silopi, Batman, Kurtalan, Nusaybin, Yüksekova, Van ve Muş’ta binlerce öğrencinin katıldığı yürüyüşler düzenlendi. Okulları boykot ederek, aileleri ile birlikte önlükleriyle yürüyüşe katılan çocuklar taşıdıkları pankart ile attıkları sloganlarla Anadilde eğitim taleplerini dile getirdiler.SİLOPİ’Lİ ÇOCUKLAR: EM ZİMANE XWE DİXWAZİNSİLOPİ: Şırnak’ın Silopi ilçesinde düzenlenen yürüyüşe DPT yetkilileri, İl ve ilçe yöneticileri, Belediye başkanları, Şırnak Kent Meclisi Aktivistleri, BDP yöneticileri, Mem û Zin Kültür Sanat Merkezi yöneticileri ile yüzlerce ilköğretim öğrencisinin bulunduğu binlerce kişi katıldı.DTP ilçe binası önünden toplanan binlerce kişi buradan Silopi Lisesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Çocukların okul, kadınların ise yöresel kıyafetleri ile katıldıkları yürüyüşte "Edi Bes e em perwerdahiya bı zimane xwe dıxwazın" yazılı büyük pankart açıldı. Yürüyüşe, Mem û Zin Kültür Merkezi bünyesinde faaliyet yürüten Koma Kulilke Botan Erbane grubu da erbane çalarak eşlik etti. Yürüyüş sırasında sık sık alkış ve zılgıtlar eşliğinde "Zimane me çanda me ye", "Zimanê me rumeta me ye", " Em zımane xwe duxwazın", "Be zıman jiyan nabe", "Em Seroke xew duxazın" sloganlarının atıldığı yürüyüşte, "Em perwerdehiya kurdi dıxwazın", "Zimane me kedxe nekın", "Dilsiz yaşam olmaz", "Yeter artık anadilimizi istiyoruz", "Zımane kurdi bibe zımane fermi", "Be zıman jıyan nabe" yazılı dövizler taşındı.Yürüyüş boyunca hazır bulunan yüzlerce polisin DTP’li yöneticiler çocukların attığı sloganlar konusunda uyarması dikkat çekti.KÜRT DİLİNİN İNKARINA EDİ BES E!Silopi Lisesi önünde sona eren yürüyüşün ardından yapılan açıklamada Kürtler ve anadillerinin inkar ve yasağına artık yeter denildi. Açıklamayı okuyan Şırnak Kent Meclis Sözcüsü Kamil Acar, Kürt dilinin 80 yıldan beri yasaklandığına vurgu yaparak, "Dünyada milletler dilleri ile tanınır ve özgürleşir. Kürtlerin de anadilinin inkâr edilmesine ve yasaklanmasına 'Êdi bes e' diyoruz. Bu ülkede Türk dilinin eğitimi varsa, Kürt dilinin de yasal olması ve anadilde eğitimi olmalıdır. Çocuklarımızın anadilde eğitimlerini yapmaları en doğal haklarıdır. Kürt dilinin inkârı ve imhasına hep beraber 'Êdi bes e' diyoruz" dedi. KÜRTÇE YASAĞI İNSANLIK AYIBIDIRSilopi Belediye Başkanı Muhsin Kunur ise yaptığı konuşmada Üniversitelerde anadilde eğitim verilmesini isterken, Şırnak Belediye Başkanı Ahmet Ertak, Kürtlerin Araplar, Türkler ve diğer milletler gibi anadilini özgürce kullanması gerektiğini belirterek, 40 milyon Kürdün anadilinin yasaklanmasının hem hukuki hem de insanlık ayıbı olduğunu söyledi. DTP Şırnak İl Başkanı Halil İrmez ise Kürtlerin geçmişte olduğu gibi bugünde anadiline sahip çıktığını belirterek 21 Eylül’de Cizre’de anadilde eğitim için yapılacak yürüyüşe katılım çağrısında bulundu. BATMAN’DA OKULLAR BOYKOT EDİLDİBATMAN: Batman'da ise öğrenciler, anadilde eğitim talebiyle okulları boykot ederek, Kürtçe eğitim istedi. Yavuz Selim Mahallesi'nde bulunan Vali Zeki Şenal İlköğretim Okulu öğrencilerinin bir bölümü, anadilde eğitim talebiyle okula gitmeyerek, boykot etti. Yaklaşık 50 öğrenci aileleriyle birlikte okul önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama sırasında "Zimanê min Qedexe neke", "Em perwerdehiya bi zimanê xwe dixwazin", "Zorak pêşerojên pêşeroj bi ziman nabe", "Jiyan bi kurdî xweş e" yazılı dövizler açıldı. Kürtçe açıklama yapan öğrenci Rezan Bilir, okulların bugün itibariyle başladığını söyleyerek, "Ben yine anadilimi evde bırakıp okula gideceğim. Öğretmenlerimiz yine bizimle yabancı dille konuşacak. Bir saniyeliğine durun ve düşünün kendinizi benim yerime koyun ve çocuklarınızı bizim yerimize koyun bakın ne kadar zor olacak her şey" dedi. Her çocuğun kendi anadiliyle eğitim görmesi gerektiğini belirten Bilir’’Bıraksınlar bizde her çocuk gibi çocukluğumuzu yaşayalım. Bıraksınlar bizde her çocuk gibi kendi dilimizle gülelim, eğitim görelim. Biz özgürleşmeye kadar sizde özgürleşemezsiniz. Biz Mezopotamya çocukları olarak tüm demokratik kesimlere çağrıda bulunuyoruz. Gelin güzel bir dünya yaratalım." Açıklama ardından çocuklara Kürtçe hikaye kitapçıkları dağıtılırken, Batmanda bir çok okul önünde aynı taleplerle gösteriler düzenlendi.NUSAYBİNLİLER: KÜRÇENİN TÜRKÇEYLE ASİMİLE EDİLMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZNUSAYBİN: Anadilde eğitim talebiyle bir diğer yürüyüş ise Mardin’in Nusaybin ilçesinde yapıldı. DTP Nusaybin İlçe Örgütü önünde bir araya gelen yaklaşık 100 öğrenci ve aileleri Barış Parkı'na doğru yürüyüşe geçti. Birçok DTP yöneticisinin de katıldığı yürüyüşte "Em perwerdehiya kurdi dıxwazın" dövizleri taşınarak "Zimanê me çanda me ye", "Zimanê me rûmeta me ye", "Bêziman jîyan nabe", "Zarok pêşeroje, pêşeroj bê ziman nabe" sloganları atıldı. , "Em perwerdehiya kurdi dıxwazın" (Ana dilde eğitim istiyoruz) dövizlerine tahammül göstermeyen polislerin dövizlerin kaldırılmasını istemesi polisler ile veliler arasında kısa süreli tartışmalara neden oldu..Barış Parkı'nda sona eren yürüyüş ardından basın açıklaması yapıldı. YDG Üyesi Sultan Akyüz tarafından Kürtçe yapılan açıklamada okulların açılmasıyla birlikte dillerinin her zamanki politikalarla yine yok sayılacağını söyledi. Kürt dilinin Türkçe ile asimile edilmek istendiğini söyleyen Akyüz, "Ama bunu başaramayacaklar. Çünkü bizler Kürt dilinin yok olmaması için mücadele edeceğiz’’ dedi. Açıklama "bijî serok Apo", "Em zimanê xwe dixwazin", "Zimanê me rumeta meye" sloganları ile sona erdi.VAN’DA EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK PROTESTO EDİLDİVAN: Van'da Kürtçe eğitim kampanyası çerçevesinde, birçok kişi çocuklarını okulla göndermezken, kentin birçok mahallesinde yürüyüşler yapıldı. Yüniplik Mahallesi ile Haibekir Mahallesinde okulları boykot eden öğrenciler yürüyüş yaptı. Köyiçi sokağı Sağlık Ocağı önünde bir araya gelen öğrenciler Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in açılışını yaptığı Müslüm Görentaş İlköğretim Okulu'na doğru yürüyüşe geçti.Polisler, "Zarok pêşerojin pêşerojê bê ziman nehêlin", "Êdî Bes ê em perwerdehiya zimanê zikmakî dixwazin", "Bê ziman jiyan nabe", "Bila zimanê kurdî bibe zimanê fermî", "Ziman hebûn û rûmet e" ve "Asîmilasyon sûcê mirovahiyê ye" yazılı Kürtçe dövizler taşıyan öğrencilerin yürüyüşüne izin vermedi. Velilerle polisler arasında kısa süreli tartışma yaşanırken öğrenciler attıkları sloganlarla Bakan Çelik’i protesto etti. ÖĞRETMENLER DE DESTEK VERDİHacibekir Mahallesi'nde bulunan Dumlupınar ile Mustafa Cengiz İlköğretim Okulları önünde ise yüzlerce öğrenci protesto gösterisi yaptı. Düzenledikleri yürüyüşlerle anadilde eğitim hakkının tanınmasını isteyen öğrenciler yürüyüşler ardından derslere de girmeyerek protesto etti. Bostançi Beldesi'nde öğrencilerin de derslere girmediği gözlenirken, Şafak Mahallesi'nde bulunan Ali Cevdet Bey İlköğretim Okulu önünde bir araya gelen öğrenciler anadil taleplerini sloganlarla dile getirdi. Burada öğretmenlerin öğrencilerin yürüyüşüne destek verdiği gözlendi.BULANIKTA KİTLESEL AÇIKLAMA BULANIK: Muş'un Bulanık İlçesi'nde aralarında Bulanık Belediye Başkanı Nasır Aras, DTP İlçe Başkanı Osman Sönmez ve çok sayıda ilkokul öğrencilerin katılımıyla Bulanık Büyük Camii önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklama yapan DTP İlçe Başkanı Osman Sönmez, Kürtçe üzerindeki inkar ve baskılara dikkat çekerek ‘’Biz artık ana dilimiz olan Kürtçeyi istiyoruz. Kendi dilimizde eğitim görmek istiyoruz" dedi. Açıklamadan sonra kitle ilçe merkezinde Kürtçe sloganlarla yürüyüş düzenlendi. KURTALAN: Siirt’in Kurtalan ilçesi ile Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde de yüzlerce öğrencinin katıldığı yürüyüş düzenlendi. DTP ilçe örgütleri ile çeşitli sivil toplum örgütlerinin destek verdiği yürüyüşlerde öğrenciler taşıdıkları döviz ve attıkları sloganlarla, Kürtçe üzerindeki yasakları protesto ederek anadilde eğitim haklarının tanınmasını istedi.KÜRT ÇOCUKLARI TÜRK KENTLERİNDE DE OKULLARI BOYKOT ETTİHATAY: Hatay'ın Dörtyol, Erzin ve İskenderun ilçelerinde çok sayıda öğrenci TZPKurdi'nin yürüttüğü kampanya kapsamında okulu boykot etti. DTP Dörtyol İlçe Başkanı Halil Baybariz, kampanyaya destek vermek amacıyla çocuklarını okula yollamadıklarını bildirdi.İSTANBUL: İstanbul'da da, Kürt öğrenciler, anadilde eğitim talebi ile yeni eğitim öğretim yılının ilk gününde ders boykotu yaptı. Okula gitmeyen öğrencilerden Hebun Baran, "Türkiye'de milyonlarca Kürt yaşadığı halde Kürtçe resmi dil değil. Biz de artık kendi dilimizde okumak ve yazmak istiyoruz. Bizim dilimiz de özgür olsun" diye belirtti.ANF NEWS AGENCY